Pankreas kanseri erken evrede tanısı çok zor konulan ve kansere bağlı ölümlerde ön sıralarda yer alan bir hastalıktır.
Pankreas Kanseri nedeni ve teşhisi
Pankreas kanserinin nedeni tam olarak bilinmediğinden ve hastalık erken evrede belirti vermediği için önlem almak da zordur. Ancak hastalık bulgu vermeye başladıktan sonra, tarama testleriyle teşhis edilebilir. Aile hikayesi, kalıtsal ya da kronik pankreas iltihabı (pankreatit) ve sigara kullanımı hastalığın oluşumuna neden olan faktörlerdendir. Hastalığın en temel bulguları bulantı, iştahsızlık, kilo kaybı, mide çıkışında tıkanıklık, yavaş gelişen sarılık ve ağrıdır. Pankreas kanserine bağlı olarak görülebilen ve sırta vuran ağrı, genellikle hastalığın lokal yayılımının habercisidir. Hastalığın daha az görülen bulguları, “3 D” olarak niteleyebileceğimiz diyabet (şeker hastalığı), diare (ishal) ve depresyondur. Bu bulgulardan sonra yapılan ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi net olarak tanı koydurucudur.
Pankreas ameliyatları neden zor ameliyatlardır?
Pankreas kanseri cerrahisi iki nedenle zor bir ameliyat türüdür. Pankreasın yerleşim olarak karaciğere giden çok büyük damarlara yakınlığı ve midenin arka tarafında derinde yerleşen bir bez olması ameliyat edilmesini zorlaştırır. Pankreas; mide, karaciğer, onikiparmak bağırsağı, dalak ve böbreklerle olan yakın komşuluğu nedeniyle operasyon sırasında oldukça dikkat gerektiren bir organdır.
Pankreas Cerrahisinde Kapalı (Laparoskopik) Ameliyat Dönemi
Kapalı yani laparoskopik ameliyat sırasında, açık cerrahinin getirdiği hiçbir avantajdan vazgeçmemiş olmak büyük önem taşır. Yani hastanın vücudunda daha az kesi olsun ve estetik kaygı yaşamasın düşüncesiyle operasyonun etkinliğinden vazgeçmek gibi bir şey söz konusu olamaz. Dolayısıyla kapalı operasyon aynı açıkta olduğu gibi tümörün olduğu her bölgeyi temizlemeyi gerektirir. Kapalı ameliyatlarda dokunma duyusu yoktur. Parmaklar yerine enstrümanları kullanmak gerekir. Opere edilen alanın büyütülerek daha net bir görüntü elde edilebilmesi cerraha büyük yardım sağlar.
Kapalı cerrahiyle ilgili bilinmesi gerekenler
- Kapalı cerrahide, hastanın vücudunda yalnızca 4 cm’lik kesiler oluşur. Ameliyatın büyük kesilerden yapılmaması hastaya estetik açıdan avantaj sağladığı gibi cerrahi sonrası iyileşme süresini de kısaltmaktadır.
- Kanserin erken evrede yakalanmış olması da önemlidir. Kanserin çok yayılmış olduğu vakalarda kapalı ameliyat tercih edilmeyebilir.
- Kapalı yani laparoskopik ameliyat sırasında, açık cerrahinin getirdiği hiçbir avantajdan vazgeçmemiş olmak büyük önem taşır. Yani hastanın vücudunda daha az kesi olsun ve estetik kaygı yaşamasın düşüncesiyle operasyonun etkinliğinden vazgeçmek gibi bir şey söz konusu olamaz. Dolayısıyla kapalı operasyon aynı açıkta olduğu gibi tümörün olduğu her bölgeyi temizlemeyi gerektirir.
- Kapalı ameliyatlarda dokunma duyusu yoktur. Parmaklar yerine enstrümanları kullanmak gerekir. Opere edilen alanın büyütülerek daha net bir görüntü elde edilebilmesi cerraha büyük yardım sağlar.
- Her hasta kapalı ameliyat için aday olabilir ancak belli sınırlamalar da vardır. Çok ameliyat geçirmiş bu nedenle çok yapışıklığı olan kişiler kapalı ameliyatlara uygun olamayabilir. Bu hastaların değerlendirilmeleri gerekir. Kalp hastaları ve ileri yaş hastalar ise ameliyat sırasında karın içine karbondioksit gazı verildiğinden, kapalı ameliyat için uygun değildir.
Whipple Ameliyatı Hangi Hastalara Yapılır?
Pankreas başı, 12 parmak bağırsağı ve safra yollarının pankreas başına yakın bölümlerinde oluşan tümörleri, bu 3 organ birbirlerine yapışık vaziyette oldukları için ayırmak mümkün olmamaktadır. Bu yüzden bu organlarda meydana gelen tümörlerde o bölgeyi komple temizlemek çok daha etkin bir tedavi yöntemidir. Pankreas başı, 12 parmak bağırsağı ve safra yollarının bu bölgeye yakın bölümlerinin komple alındığı bu yöntemin adı Whipple operasyonudur.
Mide aslında hem girişinde hem de çıkışında gözle görünür bir kapak olmasa da, kapak gibi davranan bir adele sistemine sahiptir. Bu kapağın olması sindirim sistemi için gereklidir. Pilor denilen bu kapağın operasyon sırasında korunması sonrasında oluşabilecek sindirim sistemi şikayetlerinin önlenmesini sağlar. Bu özel kapağın korunması için “Pilor Koruyucu Whipple” operasyonu uygulanmaktadır.
Cerrahın Deneyimi Çok Önemli
Whipple yöntemiyle pankreas başı, midenin yarıya yakını, 12 parmak bağırsağının tamamı ve safra yollarının bu alana komşu bölümü komple çıkartılmaktadır. Operasyonun en önemli yanı alınan bu organların birbiriyle koordinasyonun yeniden doğru bir şekilde sağlanmasıdır. Birkaç organı birden ilgilendiren bu bölgede mide, 12 parmak bağırsağı, safra kesesi ve pankreas arasındaki salgı geçişlerinin sorunsuz olması için yöntemin en iyi şekilde uygulanması, bütün bu yolların doğru bir şekilde dikilmesi gerekmektedir. Bu nedenle cerrahın deneyimi çok önemlidir.